HABERLER
X

Devletin Zirvesi Üniversitemizin Akademik Açılışında Buluştu

Üniversitemizin 2018-2019 Eğitim-Öğretim Akademik Yılı Açılış Töreni, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleriyle Gülhane Külliyesi Kapalı Spor Salonu’nda yapıldı. 


Törene Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar, YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, Ankara Valisi Vasip Şahin, Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, öğretim üyeleri ve öğrenciler katıldı.
Kuran-ı Kerim tilaveti, saygı duruşu ve İstiklâl Marşı ile başlayan program, Sağlık Bilimleri Üniversitesinin tanıtım filmi ve üniversitenin Müzik Kulübü öğrencilerinin müzik dinletisi ile devam etti.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende yaptığı konuşmada Türkiye'nin sağlık alanında hızlı bir millileşme ve yerlileşmeye ihtiyacı olduğunu belirtti.
"Şehir hastanelerimizle birlikte sağlık turizminde çok ciddi sıçrama yapacağız." diyen Erdoğan, her alanda olduğu gibi sağlık alanında da başkalarına özenilmediğini, bu alanda Türkiye'ye gıpta ile bakıldığını söyledi.
Erdoğan, bunun için ülkede hala en gözde yükseköğrenim alanı olan sağlık, eğitim ve öğretimine özel önem verdiklerini, Sağlık Bilimleri Üniversitesini kurmalarının sebebinin de bu olduğunu belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ülkemizin geldiği yer itibarıyla artık meselelere bakış açımızı ve yaptığımız işlerin mahiyetini farklı bir noktaya taşımamız gerekiyor. Düne kadar başka ülkelerin araştırıp, geliştirip, hazır olarak bize sunduğu bilgileri, yöntemleri, altyapıları, ürünleri kullanıyorduk. Bugün artık tüm bu süreçleri kendimizin yürütmesi gereken bir döneme girdik ve sağlık konusunda da aynı yolu izlememiz gerekiyor. Bakanlığımızda, araştırma hastanelerimizde, tıp fakültelerimizde, hocalarımızla, doktorlarımızla, öğrencilerimizle, firmalarımızla bu doğrultuda seferberlik ruhuyla çalışıyoruz. Onun için son dönemlerde dikkat edilirse tıp fakülteleri sayısını artırdık, artırıyoruz."
"Milli bir altyapı kurmak kolay olmuyor"
"Bilim elbette cihanşümuldür." ifadesini kullanan Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ama bilimin çıktıları, kazanımları millidir, yerlidir. Türkiye'nin sağlık alanında da hızlı bir millileşmeye, yerlileşmeye ihtiyacı vardır. Hastalıkların teşhisinden tedavisine, ilaçların moleküler düzeyde keşfinden klinik çalışmalarına ve üretimine, tıbbi cihazların geliştirilmesinden imalatına her alanda bunu başarmalıyız. Bugün hala hem ilaç hem tıbbi cihaz sektörlerimiz büyük ölçüde dışa bağımlıdır. Bundan kurtulmamız gerekiyor. ve sağlık harcamalarımızın önemli bir bölümü ürün veya lisans olarak ithal edilen ilaçlara, cihazlara ödenen paralardan oluşuyor. Artık biz istiyoruz ki tomografimizi, ultrasonografiyi, MR'ımızı biz üretelim. Bunları Türkiye yapar, bu beyin gücüne sahibiz.
Şimdi biz uluslararası camiadan da ülkemizde ortak üretime girebilecek marka firmaları davet ediyoruz ve olumlu yaklaşımlar var, bu adımları ülkemizde atacağız. Bunları kendimiz geliştirip ürettiğimizde hem sağlık ve sosyal güvenlik bütçemize binen yük azalacak, cari açık azalacak hem de ihracat yoluyla ekonomimize ciddi katkılar sağlayacağız. Ancak ilaç ve tıbbı cihaz sektörü dünyada öylesine büyük, öylesine tekelleşmiş durumda ki bu zinciri kırıp gerçek anlamda milli bir altyapı kurmak kolay olmuyor."
Bu alanlardaki çalışmaları uzun zamandır izlediğini, ilgilileri ikaz ettiğini dile getiren Erdoğan, bütün bunlara rağmen yerli ve milli çizginin derinleştirilemediğini vurguladı.
Bilim insanlarına, kurumların, firmaların yaptığı çalışmalara yeteri kadar destek verilmediğine işaret eden Erdoğan, bir anda asırlık birikimleri yakalayıp geçmenin mümkün olmadığını ancak bu doğrultuda samimi ve etkili çalışmalar yapan bilim ve iş insanlarının desteklenmesi gerektiğini vurguladı.
Bu destekleri vermeye hazır olduklarını aktaran Erdoğan, bunun hem millete karşı sorumluluğun hem de ülkenin çıkarlarının gereği olduğunu kaydetti.
"Sağlıkta millileşme hamlemize destek verilmeli"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Buradan Bakanlığımızı, üniversitelerimizi ve ilgili tüm kurumlarımızı bir kez daha ikaz ediyorum; sağlıkta millileşme hamlemize hiçbir bahaneye, mazerete sığınılmaksızın, hiçbir komplekse düşmeksizin destek verilmelidir. Bu konuyu en az savunma sanayimiz kadar kritik ve önemli görüyorum." şeklinde konuştu.
Erdoğan, akademisyenlere ve öğrencilere "Türkiye sağlık alanındaki hedeflerine inanıyorum ki sizlerin çabası, emeği, becerisi ile ulaşacaktır. Madem ecdadımız, 'Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi' demiştir. Bu ne demektir? Bir sağlıklı nefese varsın olsun bir devlet olmayıversin. Bu iş bu kadar önemli. Öyleyse mutluluğun kaynağı olan sağlığa daha çok ehemmiyet vereceğiz." diye seslendi.
Erdoğan, ortalama insan ömürünün birkaç asır önceki 40'lı yaşlardan 80'li yaşlara dayandığı bir dünyada sağlık alanındaki çalışmaların gerisinde kalınmasının düşünülemeyeceğinin altını çizdi.
Hayırlı bir ömrün sağlık kısmında en büyük sorumluluğun önce hocalara sonra da öğrencilere düştüğüne işaret eden Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde eğitimi, öğretimi ve sağlığı öncelikleri arasında ilk sıralarda tutmayı sürdürdüklerini kaydetti.
"Ülkemizi her alanda en ileri seviyeye kavuşturacağız"
Türkiye'nin eğitim ve sağlık kurumlarının her birinde görev yapanların sayısının Silahlı Kuvvetlerin ve emniyet teşkilatının toplam mevcudundan fazla olduğuna dikkati çeken Erdoğan, Türkiye gibi dünyanın en büyük güvenlik sorunlarının yaşandığı coğrafyada bulunan bir ülkenin, eğitim ve sağlık konusuna verdiği bu önemin geleceğe nasıl bakıldığının işareti olduğunu belirtti.
Erdoğan, "Amaçlarından biri de dünyanın en büyük on ekonomisi arasına girmek olan 2023 hedeflerimizin temelini işte bu anlayış oluşturuyor. Gençlerimize mirasımız olan 2053 ve 2071 vizyonlarımızda inşallah ülkemizi her alanda en ileri seviyeye kavuşturmuş olacağız. Milletimizin ve dostlarımızın sağlıklarını emanet edeceğimiz sizlerden bu vizyonlara sıkı sıkıya sahip çıkmanızı bekliyorum." ifadesini kullandı.
Rektörümüz Prof. Dr. Cevdet Erdöl de konuşmasında, 15 Nisan 2015'ten beri Haydarpaşa'da bulunan Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi'nde, tıp, uluslarası tıp, diş hekimliği, eczacılık, hemşirelik, sağlık ve yaşam bilimleri fakülteleri, sağlık bilimleri meslek yüksekokulu, sağlık ve spor bilimleri enstitüleriyle eğitim faaliyetlerini sürdürdüklerini söyledi.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişiminin ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisinin (GATA), eğitim faaliyetlerinin de SBÜ'ye devredildiğini anımsatan Erdöl, "Tıp fakültesi ile sağlık bilimleri enstitüsü aynen korunarak, sağlık hizmetleri meslek yüksekokulu 5 programdan 12 programa çıkartılarak, hemşirelik yüksekokulu hemşirelik fakültesine dönüştürülerek, diş hekimliği, eczacılık fakültesi ve 8 programa sahip sağlık bilimleri fakültesini de kurarak Gülhane misyonunu yarınlara daha da güçlü olarak aktarmanın mutluluğu içerisindeyiz." diye konuştu.
Savunma birimlerinin sağlık ihtiyacını karşılamak üzere Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarının ihtiyaç ve talepleri de göz önünde bulundurularak, Gülhane Savunma Sağlık Bilimleri Enstitüsünün kurulduğunu dile getiren Erdöl, bu alanda 9 ayrı ana bilim dalı başkanlığında eğitimin sürdürüldüğünü aktardı.
"Hiçbir öğrenciyi mağdur etmedik"
Erdöl, Haydarpaşa Mekteb-i Tıbbiyye-i Şahane Külliyesi'nde önlisansta 2 bin 562, lisansta 3 bin 364, lisansüstünde 481, Gülhane Külliyesi'nde ise önlisansta bin 165, lisansta 3 bin 364, lisansüstünde ise 202 öğrenci olmak üzere toplamda 10 bin 176 öğrencinin bulunduğunu bildirdi.
Rektör Erdöl, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"669 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Gülhane Askeri Tıp Akademisinin eğitim fonksiyonlarının üniversitemize devredildiği 31 Ağustos 2016'dan itibaren, sınav ve stajları başlayacak öğrencilerimizin hiçbiri mağdur edilmeyerek, gerek yurt imkanlarıyla gerekse eğitim ve öğretim imkanlarıyla bir hafta içinde hazır hale gelerek, kesintisiz şekilde eğitim ve öğretim faaliyetlerinin devam etmesini sağladık."
Türkiye'deki misafir askeri öğrencilerin eğitimine ihtimam gösterdiklerini dile getiren Erdöl, Gülhane Külliyesi'nde 154'ü misafir askeri öğrenci olmak üzere ile toplam 299 askeri öğrenciye, İçişleri Bakanlığı adına ise 56 öğrenciye eğitim verdiklerini söyledi.
Üniversite bünyesinde 61 farklı ülkeden 602 öğrencinin eğitim gördüğünü bildiren Erdöl, "İnanıyorum ki bu öğrencilerimiz burada eğitimlerini aldıktan sonra Türkiye'nin gönül elçileri olarak ülkelerine dönecek ve önemli makamlara geleceklerdir." ifadelerini kullandı.
Erdöl, SBÜ'nün Somali Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulunun da bu yıl ilk mezunlarını vereceğini söyledi.
Türkiye'nin ilk sağlık temalı teknoparkı
Sağlık eğitimi ve öğretiminin kalitesini artırmayı amaçladıklarını, bu kapsamda 16 ilde 58 eğitim ve araştırma hastanesinin uzmanlık eğitimini yürüttüklerini dile getiren Erdöl, Sabiha Gökçen Havalimanı'nın yanında üniversiteye tahsis edilen teknopark alanında Türkiye'nin ilk sağlık temalı teknoparkının kurulmasının planlandığını da bildirdi.
Teknoparkta, ilaç ve sağlık harcamaları alanında ithalatı azaltıp yerli üretimi teşvik etmeye yönelik teknolojik çalışmalar yapılacağını belirten Erdöl, "Temel hedefimiz, ülkemizin uluslararası arenada rekabet gücünü artıracak teknolojileri geliştiren ve üreten firmalara, araştırmacılara ve akademisyenlere Ar-Ge çalışmalarını yürütebilecekleri ortam ve desteği sağlayarak kendi ilacını üretebilen, kendi aşısını yapabilen ve kendi tıbbi teknolojilerini üretebilen bir Türkiye sürecini hızlandırmaktır." diye konuştu.
"METÜM'de üretilen parçalar dünya tıp literatüründe"
Erdöl, Gülhane'de faaliyet gösteren Medikal Tasarım ve Üretim Araştırma Ve Uygulama Merkezi (METÜM) bünyesinde üç boyutlu yazıcıyla insanlara hayat veren yüksek teknolojinin kullanılmasının gururunu yaşadıklarını da söyledi.
METÜM'ün çalışmalarına örnek veren Erdöl, "Azeri Uzman Çavuş, 2016'da Ermenistan ile yaşanan silahlı çatışmada yaralanarak kafa tasının üçte birini kaybetmiştir. Geçtiğimiz yıl METÜM birimimizde titanyumdan üretilen yapay kafatası başarılı bir operasyonla nakledilmiş ve tedavisi tamamlanmıştır. METÜM'de üretilen parçalarla yapılan bu ve benzeri ameliyatlar dünya tıp literatüründe yerini alarak bilime önemli katkılar sağlamaktadır." ifadelerini kullandı.
Erdöl, "
İçinde bulunduğumuz yüzyılın gerçeklerini dikkate alırsak öğrencilik sadece derslerden ve ders çalışmaktan ibaret bir süreç değildir. Mesleki bilgi ve becerinin yanı sıra fiziksel ve kişisel gelişimin de önemlidir. Bu bilinçle öğrencilerimizin ilgi alanlarına yönelik etkinliklerle, sosyal yaşamlarını düşünerek, kullanışlı sosyal mekanlar hizmete sunma gayretindeyiz." diye konuştu.
Konuşmaların ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Rektörümüz Prof. Dr. Cevdet Erdöl tarafından hediye takdim edildi.


07-11-2018

Haber Galerisi